Uykunun bana erkenden gelip birkaç saat sonra geri gittiği bir geceden herkese merhaba! Bu defa eşimin, kız kardeşinin salonundaki küçük Japon balıklarının nefes aldığı o akvaryumun sesi de tuzu biberi oldu uykusuzluğuma. Sonunda geçen sene heyecanla başladığımız 2020’den kurtulduk. Eşimin kız kardeşinin evi dedim evet, tüm riskleri alıp gelmek zorunda kaldık. Bir yıldır biz evde onlar evde, her tatilde ailesinin yanına giden eşim eh haliyle sürekli aynı evde benle kalınca ailesini görme isteği ikiye katlandı. Bende çok özlemiştim zaten onları. Ne yalan söyliyeyim çok da mutluyum geldiğimiz için.
Evlenince değişen bir ben miyim gerçekten merak ediyorum? Sen de değiştin mi? Mesela ben herşeyi gerçekten şimdi daha iyi anlıyorum küçük bir aile kurunca. Beni değiştiren, daha doğrusu olgunlaştırdığını düşündüğüm bir durum aile kavramı... Kendilerine ailenin ne demek olduğu öğretilmeyen ebeveynle büyüdüm ben. Bana kalırsa aile olmak, evlenmeden önce herkese öğretilmeli ki sonra aile olunabilsin. Açıkçası çok da zordu ve onların bilmediği bir şeyi bana öğretmelerini beklemek de onlara yapılabilecek çok büyük bir haksızlıktı. Sahi neydi aile? Geniş bir aileye sahip olmama rağmen onlarla bağım olmaması gerçekten çok üzüyor beni aslında. Sahi neden bağ yok aramızda? Ben ki Hacı Uzunlar’ın defalarca hac görevini gerçekleştirmiş biricik oğullarının kızıydım. Ama hiç de biricik bir torun yada bir insan olarak sevilmedim onların gözünde. Dinimizde önce aile denmiyor mu? Gerçekten anlamıyorum ama suçladığım birçok insan var böyle birbirimize uzak olmamıza sebep olan, sırf bu soğukluktan dolayı hiçbir kuzen bağımın olmaması da haliyle kaçınılmaz. Tamam haklısın, düşünce yapım ve hayata bakış açım büyüdüğüm ortama göre aykırı bunu kabul ediyorum, ama önemli olan bu hayatta kimseyi kırmamış olmam değil mi? Neye göre karar veriyorsunuz birini ailenize alırken? Ben artık bu yüzden sevilmemeyi de kabul ediyorum, hem bu farklı düşünce yapıları degil midir ki aileyi bir arada tutan? Bazen diyorum ki eğer bir kaçı yanımda olsalardı, bana hakettiğim değeri verselerdi böyle kilometrelerce uzakta kendime hayat kurma çabasında olmazdım. Ama sonra iyi ki de yanımda olmamışlar diyorum. Yoksa nasıl tanışacaktım dünyanın en güzel kalpli insanı ile. Hatta belki de bu yüzden kültürümüzün çok başka ama saygımızın hiç eksilmediği bir aileye sahip oldum Allah’ın Amerika’sında. İşte onunla evlendikten sonra ne olursa olsun ailemi sevmeyi, onlara olan kızgınlığımı bir kenara bırakmayı öğrendim.. Benim gençken olduğu gibi ( hâlâ da gencim) onlarında çok hatası oldu, hatta bazen düşündüğümde affedilemez olduğunu hissettiğim hatalar. Ama biz insanoğlu işte…
Genelde cahildim derler ya bu hataları düzeltmeye çalışırken, artık ben hepsine inanıyor ve hep güzel şeyler düşünmek istiyorum. Çünkü benim vaktim yok beni muhafazakar ailem seviyor mu diye düşünmeye. Bu yüzden kendime dedim ve; sana da söylüyorum sende affetmelisin hayatından çıkaramayacağın insanların hatalarını. Hani var ya bazı insanlar atsan atılmaz, satsan satılmazlar grubundakiler...